İspanya’da 43.000 Yıl Eski Bir Taşta Bulunan Yüz Tasviri Ne Anlatıyor?
Sanat açısından belki hiçbir ödül kazanamayacak olabilir ancak uzmanlar, bu büyük çakıl taşının bilinen en eski yüz tasviri olabileceğini düşünüyor.
Kuvars açısından zengin olan taş, üç yıl önce İspanya’nın Segovia kentindeki San Lázaro kaya sığınağında bulundu. Kazı ekibi, çakıl taşında tuhaf bir detay fark etti – özellikle de belirginleşen kırmızı noktaya dikkat çektiler.
43.000 Yıl Önce Parmağın Ardında Kırmızı Boya…
Bilim insanları, bu yüzün yaklaşık 43 bin yıl önce parmağını kırmızı boya ile çakıl taşına bastıran bir Neandertal tarafından yapıldığına inanıyor. Bu keşfedilen en eski tam yetişkin parmak izi olabilir. Neandertal’in, parmağını taşa bastırmadan önce doğal bir kil pigmenti olan aşı boyasına batırmış olması muhtemel.
Ve bu işlemin, taşın tepesine ve oluklarına bir burun ekleyerek bir ‘yüz’ görüntüsünü tamamlamak amacıyla yapıldığını düşünülüyor. Noktanın ‘stratejik konumu’, Neandertallerin ‘sembolik davranışlarına’ işaret edebilir ve bunun soyut olarak düşünebilme yeteneklerini gösterdiği düşünülüyor.
Araştırmacılar, keşfin, nesli tükenen türün sanatsal yaratımı konusundaki devam eden tartışmalara katkıda bulunduğunu belirttiler.
2022’de Bulunan Taşın Gizemi
Madrid’deki Complutense Üniversitesi’nden Profesör María de Andrés-Herrero, barınağın beş yıl önce kazılarına başlandığını ve bu özel taşı 2022’de Neandertal gruplarından kalma 1,5 metrelik tortunun altında keşfettiklerini açıkladı.
Taşın, Eresma Nehri’nden en az 5 km uzağa taşındığı ve (oyma işlemi için uygun yumuşaklıkta olduğu düşünülen) bilinçli bir şekilde seçildiği belirtildi. Profesör Maria de Andres-Herrero, BBC’ye verdiği demeçte, keşfedilen en eski tam parmak izinin bir erkek yetişkine ait olduğunu ifade etti.
Tarihe Geçen Bir Örnek…
İspanyol yetkili Gonzalo Santonja, çakıl taşının Avrupa kıtasında bulunan en eski boyanmış taşınabilir nesne olduğunu ve aynı zamanda ‘Neandertaller tarafından boyanmış tek taşınabilir sanat nesnesi’ olduğunu belirtti.
Araştırmacılar, taşta bulunan kırmızı pigmentin doğal olarak orada oluşmadığını ve bilinçli bir şekilde getirildiğini söyleyerek, işaretin tesadüf olmadığına inanıyorlar. Bir Neandertal’in ‘çatlaklarla dikkatini çeken taşı bulup, nesnenin ortasına bilerek bir toprak boyası lekesi koyduğu’ önerisi yapıldı.
Hayal, İdeal, Düşünce
Arkeoloji ve Antropoloji Bilimleri dergisinde yayınlanan bir çalışmada şunlar belirtiliyor:
‘Bu boyama, sadece tesadüfen değil, son derece olasılık dışı bir şekilde yerleştirilmiş bir özellikle sıvanmıştır.’
‘Çakıl taşının şekli nedeniyle seçildiği ve ardından toprak boyası ile işaretlendiği göz önüne alındığında, bir insan zihninin sembolize edebilen, hayal edebilen, idealize edebilen ve düşüncelerini yansıtabilen olduğunu gösteriyor.’
‘Bu durumda, sanat yaratımında üç önemli bilişsel sürecin yer aldığını söyleyebiliriz: bir imgenin zihinsel algılanması, kasıtlı iletişim ve anlam atfı.’
‘Bu unsurlar, sembolizmi ve tarih öncesi – figüratif olmayan – sanatı karakterize eder. Ayrıca, bu çakıl taşı, tarih öncesi kayıtlarda bilinen en eski insan yüzü soyutlamalarından birini temsil edebilir.’
Tarihi Yüz Tasvirleri…
Diğer gerçekçi yüz tasvirleri tarihsel kayıtlarda çok daha sonraki dönemlere aittir. Bunlardan biri, modern insanlar tarafından yapılan ve güneybatı Fransa’daki bir mağarada keşfedilen, 25 bin yıllık bir fildişi heykelciğin parçası olan Brassempouy Venüsü’dür.
Geçtiğimiz yıl, Pirene Dağları yakınlarında yapılan kazılarda, 29 binden fazla eserin ortaya çıkarıldığı biliniyor. Bu eserler arasında taş aletler ve hayvan kemikleri de yer alıyor ve eski hominin primatlarının yetenekli ve zeki avcılar olduklarını gösteriyor.